31 Mayıs 2016 Salı

Gülümseme Tasarımı


Gülüş tasarımı, hekimlik ve sanatın birlikte uygulanarak, size özel ideal gülüşünüzü yenilemektir. Sizin birtakım kişisel istekleriniz ile sağlık ve doğallığı da birleştirerek sağlıklı bir gülüşü planlamaktır.

Gülüş tasarımına ilk önce yüz hattınızın hangi geometrik şekle uyduğu tespit edilerek başlanır. Kişinin yüzündeki hatlar dişin hangi formda seçilmesi gerektiğinin şifrelerini içerir. Aşağıda belli başlı yüz şekilleri ve bunlara uygun diş formları görülmektedir.

Diş etleri dişlerimizi çevreleyen en önemli bileşenlerdir. Ne kadar güzel dişlerimiz olursa olsun diş etlerimizdeki problemler bütün bu güzelliği bozacaktır. Diş eti iltihabına bağlı olarak diş etlerindeki şişme, kızarıklık ve parlak görüntü bütün estetiği etkileyecektir. Bazı durumlarda da diş etleri olması gerekenden fazla gözükür, gummy smile adını verdiğimiz bu olguda diş etleri yeniden konturlanarak gülümsememizi etkilemeyecek forma getirilir.

Bazı durumlarda da diş etlerinin çekilmesine bağlı olarak dişlerin aralarında aralıklar meydana gelir. Bu gibi durumlarda da protetik restorasyonlarla gülümsemedeki problemler halledilmiş olur.  Diş etinde özellikle esmer insanlarda koyu renkli pigmentasyonlar vardır.

Bunlar lazer ile rahatlıkla giderilebilir.Diş etlerinde meydana gelen aşırı çekilmelerde diş etine ağız içinden alınan doku greftleri kullanılarak tedavi edilebilir. Diş hekimliğindeki gelişmelerle neredeyse her türlü estetik problem rahatlıkla çözümlenebilmektedir. Önemli olan sorunların doğru tespit edilerek minimal tedavilerle  maksimum estetiği sağlayabilmektir. Dişlerimizin rengini otuz dakika gibi kısa bir süre içinde 4-5 ton açabilmekteyiz. Beyazlatmanın yeterli olmadığı durumlarda ise lamine, kron veya adeziv tekniklerle renk ile ilgili problemleri rahatlıkla çözebilmekteyiz. Tedavi anlayışımız her zaman doğal olanı korumaktır. Özellikle çapraşıklık problemlerinde öncelikle ortodontik tedavi ile problemi çözmeye çalışmakta, yeterli olmadığı durumlarda ise protetik çözümlerle tedavi edilebilmektedir. 

27 Mayıs 2016 Cuma

Diş Beyazlatma



Kozmetik diş hekimliği güzel bir gülüş için bir çok farklı seçenek sunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de diş beyazlatma (bleaching)‘dir. Ev tipi diş beyazlatma ve ofis tipi diş beyazlatma olmak üzere iki farklı şekilde uygulanabilir. Ev tipi diş beyazlatma uygulaması en az bir hafta içinde sonuç verirken, ofis tipi diş beyazlatma uygulamalarında ise otuz dakika içinde gözle görülür bir beyazlama elde edilmektedir.
Dişetleri ve dil, dudak gibi çevre dokular dikkatli bir şekilde korunduktan sonra beyazlatma tedavisine geçilmelidir. Kullanılan ilacın yoğunluğu ile kullanım sürelerinin doğru ayarlanması (bleaching jelleri farklı oranlarda carbamid peroksit ve hidrojen peroksit içermektedir).
Diş beyazlatma işlemi esnasında veya daha sonra hastalarda bazen hafif bir hassasiyet şikâyeti olabilir ancak bu hassasiyet 1- 3 gün arasında tamamen kaybolacaktır. Önemli olan uygulanan tedavinin gerektirdiği adımların eksiksiz ve doğru olarak yerine getirilmesidir. Diş beyazlatma işlemi diş hekimleri tarafından yapıldığında zararsız ve çok etkili bir metodudur.
İç Beyazlatma
Canlılığını yitirmiş dişlere uygulanır. Daha öncesinde bir travmaya maruz kalmış veya kanal tedavisi sonrasında renkleşme meydana gelmiş dişlerin tedavisinde kullanılan yöntemdir.. Daha önce kanal tedavisi yapılmış dişlerin pulpa odasına hidrojen peroksitin jeli yerleştirilerek ve belli periyotlarla değiştirilerek yeterli beyazlık sağlandığında işleme son verilir.
Dış Beyazlatma
Hekim tarafından dişlere sürülen beyazlatıcı maddenin kullanılan sisteme göre; tek başına, ışık kaynağıyla veya lazerle aktifleşmesiyle dış beyazlatma yapılır. Normal ışık cihazıyla yapılan beyazlatmalarda seanslar yaklaşık 30–45 dakika sürer ve sonuç hemen gözlenebilir. Uygun hasta seçildiğinde lazerle yapılan beyazlatma tedavileri çok daha hızlı sonuç verir.Tedavinin süresi dişte hasar meydana getirmeyecek ölçüde hekime ve hastanın istediği beyazlık derecesine bağlıdır.2 gün arayla yaklaşık 3 seans yapılır.
Beyazlatma işleminin dolgular ve kaplamalar üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Bu nedenle elde edilen diş rengine göre bazen yenilenmeleri gerekir. Beyazlatma işlemi zamana ve hastanın alışkanlıklarına bağlı olarakaz miktarda da olsa geri dönebilen bir işlemdir. Bu nedenle bazı durumlarda belli aralıklarla yenilenmesi gerekebilir.
Hasta ve hekim tarafından uygulaması gayet basit olan bu işlemin uzun vadede hiçbir komplikasyonu bulunmamıştır. Bu nedenle gülüşümüzü saklamak yerine böylesine kolay bir işlemle elde edilebilecek pırıl pırıl bir gülüşü sergilemek hepimizin hakkıdır.

26 Mayıs 2016 Perşembe

Ortodonti





Ağızda çapraz kapanış varsa. Normalde ağız kapanışında üst dişler alt dişlerden daha önde olmalıdır. Şayet tersi bir durum söz konusu ise yani alt dişler üst dişlerin daha ilerisinde duruyorsa ki buna ‘çapraz kapanış’ denir. Bu durumlarda tedaviye ihtiyaç vardır.


• Ön dişlerin çok ilerde durduğu ve dudakların birbirine değmediği durumlarda,
• Dişlerin düzgün yerleşmediği ya da birbiri üzerine bindiği durumlarda,
• Dişlerin çok aralıklı dizildiği vakalarda,
• Dişlerinizi kapanışa getirdiğinizde alt ve üst ön kesiciler arasında büyük bir boşluk varsa dişler birbirlerinden çok uzak konumlanmışlarsa yani openbite dediğimiz vakalarda,
• Ön kesici dişlerinizin arası çok açık ise,
• Dişlerinizde bariz çapraşıklık olmadığı halde çiğnemede ya da bazı harfleri söylemede güçlük çekiliyorsa,
• 4 yaşını geçtiği halde çocuğunuz halen parmak ya da yalancı emzik emiyorsa bir dişhekimine başvurmalısınız.
Düşme zamanından önce süt dişini kaybetmiş çocuklarda, özellikle 6 yaş grubunda zamanından önce çekim ya da vuruk sonucu düşen süt azılarının yokluğunda çocuğunuzu dişhekimine götürmeniz gerekir.

Ortodontide kapsamlı ve güvenceli bir tedavi yöntemi olan Invisalign yönteminin, etkisi pek çok vakalarda kanıtlanmış ve onaylanmıştır. Bu yöntemle eğri ve çapraşık dişleri efektif olarak ve pratik bir şekilde düzeltir. Bu sistemde hareketli bir elastik malzeme yardımı ile hafif basınç uygulanarak dişlerin etkin, doğru ve hızlı bir şekilde istenilen ideal pozisyona getirilmesini sağlar. Uygulama neredeyse hiç göze çarpmayan şeffaf plaklarla adım adım tedavi evreleri oluşturularak yapılmaktadır. Plaklar yumuşak-orta-kalın olarak sınıflandırılan set-up lardan oluşmaktadır.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

İmplant


İmplant çene kemiğine yerleştirilen ve protezlere destek için yapılan yapay diş kökleridir. Bunlar eksik dişlerin yerine yapılan, uzun ömürlü ve yaşam boyu sorunsuz şekilde kullanılabilen daha çok titanyumdan yapılan vidalardır. Bunlar diş doktorları tarafından steril ortamlarda küçük bir cerrahi işlemle çene kemiğine yerleştirilirler. Bu işlem sonrasında yaklaşık olarak iki-üç ay içinde implant çene kemiğine tamamen tutunur. Bu aşamalardan sonra gerçek bir diş kökünün yerini alan implant, üzerine konacak protezi taşıyacak duruma gelir. Bazı durumlarda hastalara genel anestezi uygulanabilir. İmplant uygulamasının yapılabilmesi için, öncelikle implantı destekleyecek kemik yapısının olması ve diş etlerinin sağlıklı olması gerekir. Bunlar olmadığı durumda ilave kemik cerrahisi uygulamalrı ile de implant yapılır ve başarı oranı çok yüksektir.

13 Mayıs 2016 Cuma

Sigara ve Ağız Kanseri


Sigaranın sağlığa zararları konusunda yeterince tartışmalar ve bilimsel analizler yapıldı, evet hepimiz bunun farkındayız. Neyi ne kadar, ne derece umursuyor ve önemsiyoruz bu kesinlikle tartışılır bir durumda. Biz diş hekimlerini ilgilendiren konu mutlaka ki, sigaranın ağız sağlığı konusunda nasıl bir travmaya yol açtığı...
Görsel olarak oluşan etkileşimleri net  bir şekilde farkediyoruz. Diş üzerine yerleşen nikotine bağlı lekeler, katran birikimi müdahalesiz bir şekilde ortadan kaldırılamamakta. Diş etlerindeki rahatsızlık, sigara tüketimini sonrasında kan akımını yavaşlamasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Diş etinin savunma mekanizmasını ortadan kaldırarak, bakterilere karşı mücadelesini ortadan kaldırır. Diş taşı ve plak  oluşumunu kolaylaştırır, tad alma duyusunu azaltır, ağız içinde bakterilerin çok daha mutlu bir şekilde yayılmasına sebep olur. Hiçbir lezzetin sunumunu, idrak edemeyecek duruma getirmesi bu tütün maddesinin yine başarılarından sadece bir kaç tanesi.
Ağız sağlığı ve diş kliniklerinde, biz hekimlerin, dişe yönelik müdahalelerimiz esnasında, kişiye sigara tüketimi olup olmadığını sormamızın nedenlerinden biri de, yapılan müdahale sonrasında, iyileşme sürecini olumsuz yönde etkileyeceğidir. 
Dil yüzeyi üzerinde renklenme, kötü ağız kokusu ve hoş geldin mutsuzluk...
Kanser hepimizin korkulu rüyası. Ağız içindeki bakterilerin çok daha hızlı yayılması sonucunda, ağız kanseri riski  oluşmaktadır. Bu kanser türü ölümcül olup, süreç zorlu ve kötüdür.
Belirtilerini anlamak için, kişinin ilk etapta kendi takibini yapması çok önemlidir. Ağız ve boyun bölgesinde şişlik, çiğneme, yutma zorluğu, tekrarlanan kanamalar, ağız içinde renkleşmenin değişikliği, (beyaz ve kırmızı alanların oluşması) 
Bu bulguların farkedilmesi sonucunda mutlaka diş hekimine başvurulmalı. Rutin olarak tekrarlanan diş muayeneleri, ileride karşılaşılacak bu tür bir rahatsızlığın erken teşhisi konusunda çok önemlidir. Her sağlık biriminde, erken tanı, erken teşhis sloganı biz diş hekimleri için de geçerli bir cümledir.

Hem estetik, hem de yaşam kalitesi açısından sigaranın mutlaka bırakılması telkin edilmektedir. Konunun uzmanı olan DİŞ HEKİMLERİNİN sizleri yönlendirmesini ve hayatınızın bir parçası olmasına önem verin. Kanser denen sevimsiz teşhis, keyif verdiğini düşündüğünüz sigaranın AĞIZ KANSERİ ile ilişkisini tetiklemektedir. Sigarayı bırakmanız bile, riskinizin ancak 10 yıl sonrasında, hiç içmeyen bir kişiyle eşit durumda olmasını sağlayacak. Ne hayatınızın 10 yılını, ne de sağlığınızı tehlikeye atmayın.